OCFL 11 SOS B SINIFI 2008-2009 YILI LİSE 3 ÖDEVLERİ ARKADAŞLAR HOCALAR DERSLER ARAŞTIRMALAR...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

OCFL 11 SOS B SINIFI 2008-2009 YILI LİSE 3 ÖDEVLERİ ARKADAŞLAR HOCALAR DERSLER ARAŞTIRMALAR...

Orhan Cemal Fersoy Lisesi(ocfl) 11 Sos B sınıfı Ödevler Araştırmalar Arkadaşlar 2008-2009 yılı
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Müziğin doğuşu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
__Emido__
Yeni Üye
Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 28/10/08

Müziğin doğuşu Empty
MesajKonu: Müziğin doğuşu   Müziğin doğuşu I_icon_minitimeSalı Ekim 28, 2008 2:35 pm

Müziğin doğuşu insandaki, insani duyguların uyanışlarıyla başlar. İnsandaki duyguların uyanışı ve emeğinin yetkinleşmesi böylece yetkinleşen emekle duyguların gelişmesi ve bilince dönüşmesi, müzik kavramının özelliğini ruhsal yapıda eritilmesine yol açmıştır. Müzik insanın ruhsal dünyasının tellerine dokunan derin duygulardan oluşan bir enstrümandır. Müzik bir bütünlük içinde tarihsel sürecin süzgecinden geçerek, bugünlerin doruklarına tırmandığında, doruklarda görünen ilahi bir güçten öteye büyüleyici, zevk verici, etkileyici insanı kendinden geçiren ve eriten gücünden söz etmek mümkündür. Eski müziğin ilk topluluklarda şekillenmesi ağıtların mırıldanması, sevinçlerin dışa vurulması, ortak duyguların dile getirilmesi için koroların oluşturulmasıyla olmuştur. Üzüntülerin haykırışlara dönüşmesi insanla doğa arasındaki büyüleyici bir özelliği yansıtır. İnsanın doğa karşısında kendini ifade etmesi bağırış, çağırışla sesin ve dilin gelişmesine yol açmıştır. Müzik bir kökten, kökün bütün dallara öz olmasına neden olan bir evrimleşme sürecini yaşamıştır. Müzik ruhsal yaşamda etkin bir çağrışım ve uyanıştır. Duyguları coşturur, şanlandırır ve her yerde insanın ortak yanlarını büyüleyici, çekici özelliklerini öne çıkarır. Bir dağ başında çalınan bir kavala ve çalınan sazın melodilerine kim kulak vermiyebilir? Vurulan davulun, çalınan zurnanın ritimlerine kim dayanabilir? Bu seslerin büyüleyici bir yanları olduğu çok açıktır. Bir operayı dinliyorum Yüreğimdeki derya dalgalanıyor Hind müziğinde toprağın sesini dinliyorum Bir ırmağın akışında Eriyen ruhumu dinliyorum Senin gözlerinde Yağan yağmuru dinliyorum Bir şehrin ışıklarında Yüreğin tellerine dokunmuş ESKİ UYGARLIKLARDA MÜZİK 1.Giriş Müziğin Doğuşu Müziğin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.Tarihin ne kadar gerisine gidilirse gidilsin yine müziğe rastlanmaktadır. Hatta şarkı söyleme tekniğinin, konuşma tekniğinden daha basit olduğuna bakarak, şarkı söylemenin konuşmadan daha önce olduğunu düşünmek mümkündür. Eski Hint uygarlığına göre müziği, Tanrı Brahma’nın karısı Sarasvati bulmuştur. Mısırlılar ise müziği yaratan tanrının Hermas, Osiris ve Horus olduğuna inanırlar. Yunanlılar ve Romalılara göre ise müzik Apollon, Minerve ve Mercure adlı tanrılar tarafından yaratılmıştır. İlkçağın en önemli şairlerinden Lucretius, bu inanışlara karşı gelmiş, müziğin tanrı icadı değil, kuş sesi, rüzgar gibi doğa seslerinin taklidinden oluştuğunu söylemiştir. Müzik kelimesinin kökeni de Yunan Mitolojisine dayanmaktadır. Mus veya Musa adı verilen, her biri ayrı bir çalgı çalan dokuz küçük tanrıçanın yaptıkları eyleme müzik denmiştir. 2.Milattan Önceki Dönemlerde Üç Büyük Kültür Bölgesi Müziğin kökenleri insanlığın oluşumu kadar eski olup nerede ne zaman ve nasıl doğduğu kesin olarak belli değildir. Ses müziğinin insanlık kadar eski olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte insan sadece duyumla yetinmeyip çok eskilerden beri çalgıyapımı ile uğraşmış ve parmaklarının yeteneğini bunları kullanmaya yönlendirmiştir. Müzük yazısı denen notayı bularak gözlerini de kullanmış ve sesi sözlerle melodi haline getirerek şarkıları ortaya çıkarmıştır. Bu buluşların kökenleri tarihin içinde yok olup gitmiştir. Müzik tarihi bir yandan çeşitli dönemlerden ortaya çıkan müziklerin karşılaştırmasını yapar, bir yandan da eserleri, yaratıcılarını ve nedenlerini yüzyıllara göre dikkate alır,,ekoller, stilleri ve karşılıklı etkileri buluşturur. Müzik tarihinde esas olarak, milattan önceki uygarlıklara bağlı tekseslilik seviyesini ve o seviyenin milattan sonra da yaşamış kolşlarını, üç kültür bölgesi şeklinde ele almak gerekir: 1. Uzakdoğu Müzikleri Kültürü 2. Yakındoğu Müzikleri Kültürü 3. Yunan-Roma Müzikleri Kültürü Uzakdoğu müziği Çin gibi iç Asya ülkelerinin müzik kültürü, Yakındoğu müziği ise Mezopotamya, Mısır, Suriye,İran ve Arap kültürleridir. Yunan- Roma müzik kültürü, Avrupa müziğinin ana kaynağıdır ve Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir köprü olmuştur. Ben bu çalışmamda, eski uygarlıklarda Yunan müzik kültürü dışındaki müzik kültürlerini incelemeye ve aktarmaya çalışacağım. 2.1.Uzakdoğu Müzik Kültürü Uzakdoğu müzik kültürünün geçmişi yazılı kaynaklarda milattan yüzlerce sene öncesine kadar gitmektedir. Ancak bilgiler efsaneler ve hikayeler şeklindedir. Bu bölgelerde taşa resim yapma sanatı bilinmediğinden ilk çağa ait çalgıların resimleri yoktur. Uzakdoğu’nun ancak ortaçağına ait müzik yaşamını ayrıntılı olarak bilinebilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Müziğin doğuşu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OCFL 11 SOS B SINIFI 2008-2009 YILI LİSE 3 ÖDEVLERİ ARKADAŞLAR HOCALAR DERSLER ARAŞTIRMALAR... :: Dersler :: Ödevler-
Buraya geçin: